NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
سُلَيْمَانُ
بْنُ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
الدِّمَشْقِيُّ
حَدَّثَنَا
عُمَرُ بْنُ
عَبْدِ
الْوَاحِدِ
عَنْ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
بْنِ يَزِيدَ
بْنِ جَابِرٍ
قَالَ
حَدَّثَنِي
سَعِيدُ بْنُ
أَبِي
سَعِيدٍ
وَنَحْنُ
بِبَيْرُوتَ
عَنْ أَنَسِ
بْنِ مَالِكٍ
قَالَ
سَمِعْتُ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَقُولُ مَنْ
ادَّعَى
إِلَى غَيْرِ
أَبِيهِ أَوْ
انْتَمَى
إِلَى غَيْرِ
مَوَالِيهِ
فَعَلَيْهِ
لَعْنَةُ
اللَّهِ
الْمُتَتَابِعَةُ
إِلَى يَوْمِ
الْقِيَامَةِ
Hz. Enes İbn Malik'den demiştir
ki: Ben Rasûlullah (s.a.v.)' şöyle derken işittim:
"Her kim babasından
başka bir adam'ın kendi babası olduğunu- iddia ederse yahutta (bir köle)
kendisini efendilerinden başkasına nisbet ederse kıyamete kadar Allah'ın laneti
sürekli olarak onun üzerine olsun."
İzah:
Müslim, Itk; Tirmizî,
Vesaya; Darimî, siyer: Ahmed b. Hanbel, IV,187, 238, V, 267.
Sarf: Farz olan
ibadetler demektir.
Adl: jsa nafüe ibadetlerdir Ancak bunım aksini
iddia edenler de vardır. Esmaî'ye göre sarf tevbe, adi de fidye manasına gelir.
Bazıları "Allah onun hiçbir ibadetini kabul etmez" demek, onun
ibadetini rızasıyla kabul etmez, demektir. Fakat Allah ona yine de ibadetiyle
hakkettiği mükafatı verir, demişlerdir.
"Allah'ın
laneti" kelimesinden maksat, Allah'ın bir kimseyi rahmetinden
uzaklaştırma ve kovması demektir. Meleklerin ve insanların lanetinden maksat,
bunların bir kimsenin ilâhi rahmetinden uzaklaştırılması için dua etmeleridir.
Kadı îyaz:
"Buradaki lanet, kâfire olan lanetten farklıdır. Çünkü buradaki lanetten
maksat bu suçu işleyen kimsenin müstehak olduğu ceza ve azabı görmesidir. Ebedi
olarak ilahi rahmetten mahrum kalması anlamında değildir. Fakat kâfire yapılan
lanet ise ebedi olarak rahmetten mahrum kalması manasında kullanılır"
demiştir.